2 Ağustos 2015 Pazar

SANFRANCISCO'YA VEDA LOS ANGELES'A SELAM...............

San Fransisco gezimizi planladığımız şekilde sorunsuzca bitirmenin dayanılmaz hafifliği ile rotamızı Los Angeles'a çevirdik. Sanfransisco da son gün sabah erkenden kalktık. Zeyneple gidip arabayı teslim ettik. Sonra otele dönüp Öznurla buluştuk ve otelin yakınında bulunan ve daha önceden gözümüze kestirdiğimiz geleneksel kahvaltı menüsü olan restauranta gittik. Bagel, creamchese ve pancake den oluşan kahvaltımızı da yaptıktan sonra otele döndük, bavullarımızı aldık ve taaa sabahtan resepsiyona saat verip istediğimiz taksiye binerek havaalanına doğru yola koyulduk.....

Veee LOS ANGELES..........



Venice Beach de gün batıyor...........

Los Angeles da uçaktan inip bavullarımızı aldık ve kapıdan çıktık. Ben zannediyorum ki bizde olduğu gibi orada da araba kiralama servislerinin iletişim noktaları var ve direk gidip daha önceden ayırtığımız arabayı oradan alıverecğiz. Fakat o da ne....Hiçbir araba kiralama şirketi yok. Nasıl ya şehre mi inmek gerek, oysa kiralarken havaalanından alıp havaalanında teslim gibi bir seçenek işaretlemiştim gibi sorular kafamdan hızla geçti. Neyse ki akıl edip sorunca durum anlaşıldı. "Hangi şirketten kiraladıysanız o şirketin servisine binin, servis sizi arabayı teslim alacağınız yere götürür"dediler. (Allahtan önceden kiralamışız arabayı) Havaalanının dışında aklınıza gelebilecek tüm araba kiralama şirketlerinin adının yazılı olduğı bekleme noktaları var. Biz de Enterprize yazan durağın önünde beklemeye başladık. Servis otobüsüi geldi. Şöför rezervasyon numaramızı görmek istedi. Numarayı verdik ve bindik. Hayatta yürümekle gidemeyeceğiniz bir yere götürdü bizi servis. Yine banka tarzı bir yer. Sıraya girdik. Bu sefer deneyimliyiz işlemlerimizi yaptık, bir görevli bizi otoparka götürdü. Açık otoparkta heyula gibi arabalar aralarında porcheler, ferrariler onlara bir kaç günlüğüne de olsa sahip olacakları bekliyor. Biz Chevrolet Captiva kiralamıştık. İki araba gösterdiler bize İkiside aynı tip sadece biri 2013 diğeri 2014 modelmiş. 2014 model olsun dedik. Bu arada görevli bizimki ile aynı marka ama büyüklüğü bizimkinin nerede ise 2 katı olan bir jeep daha  gösterdi. "20 dolar farkla bunu da kiralayabilirsiniz" dedi. Ama biz istemedik .Çünkü gözümüz korktu, dev gibi araba, kullanırız kullanamayız. Park konusu ayrı dert. "Yok dedik, biz bunu sevdik"...Neyse bavulları yerleştirdik veeeeeeeee otoparktan dışarı çıktık. İlk iş otele gidip yerleşmek tabi ki....

Oteli Öznur ayarlamıştı. Tabi ki kızcağız önce linki yolladı hem fikirmisiniz oda ayıtıyorum dedi. Bizde "ok" dedik. Biraz şehrin dışında ama Venice Beache falan yakın diye de tercih ettik. Oteli bulmakta zorlanmadık fakat o da neeee. Otel değil bir motel havasında bir yer. Ne ya biz bu kadar parayı ( fiyat yazmayı sevmiyorum güncel olmuyor, yanıltıcı olabilir ama hatırı sayılır bır otel ücreti ödedik) falan diye söylendik hep birlikte ama gün akşama dönüyor hemen işlemlerimizi yaptırdık ve otele yerleştik. Tabi ki hemen keşfe çıktık. Gece gece yorgunuz da yakınlarda bir Mac Donalds bulduk.  "Bu akşam böyle olsun, yarın akşam açısını çıkarırız" dedik ve daldık içeri. Bir kalabalık bir kalabalık. Yaklaşık 15 dakika falan kuyruk bekledik. Anlamadım etraftaki tek açık yer bu Mac Donalds dı heralde?  Bu arada otoparka arabayı bırakırken kulağımıza tanıdık bir müzik çınladı. Aaaa ne güzel falan dedik. Tarkan "Yakalarsam  mucks mucks" diyordu. İçeride sıra bekerken aramızda konuşuyoruz, arkamızda bekleyen iki genç "Aaaa Türkmüsünüz" dediler. Biz de "aaaaa sizde mi?" dedik. Dünya küçük Türkler her yerde ne güzel ..Meğer Los Angeles da üniversitede okuyorlarmış. Sonra biz arabaya binerken onlar da arabalarına bindi. Anladık ki müzik de onların arabasından geliyormuş...
Böylece Los Angelesta ilk akşam taaa Ülkemizden binlerce km uzaktayken kendi ülkemizden birilerine rastlamanın verdiği neşe ile geçti.

Çok yorulmuşuz,kıkırdamaya,günün kritiğini yapmaya bile vakit bulamadan öylece uyumuşuz:)

Ertesi sabah önce bir keşif yapalım dedik. Los Angeles down town'a indik. Baştan söyliyeyim bu Los Angeles bende çok iz bırakmadı  Sevmedim bu şehri ben. Çünkü aslında şehirde bir şey yok. Hollywood piyasası daha doğrusu sinema endüstrisi öyle bir şişirmiş ki şehir bir marketing  mucizesi bence. Ha ama gidip görmeseniz de içinizde kalır o da ayrı. Sabahtan öyleye kadar sağımızı solumuzu keşfetmeye ayırdık. Arabayı park ettik sonra yürü Allah yürü...Arada Starbucks da mola, elimizde kahveler aylak aylak yürüdük. Günlerden cumartesi herkes bir hafta sonu modunda..Biz zaten 10 gündür hafta sonu modunda öyle gezindik. Benim derdim Grand Canyon. O nedenle oraya giderken geçtiğim her yer benim için sadece bir araç. Los Angeles da öyle oldu. Bu arada biz Hollywood için pazar günü gezeriz diye düşünmüstük. Bu nedenle baktık down town da bir şey yok Hollywod da pazar gününe kaldı, 'hadi gidelim şu Venice Beach dedikleri ünlü plaja' dedik.

Vay anam vay..Ucsuz bıcaksız genis bir kumsal muhteşem bir deniz pardon okyanus....Millet surf yapıyor. Tam filmlerde gördüğümüz o kaslı üçgen vucutluların bini bir para. Etrafta vücudu düzgun olmayan bir erkek nerede ise yok. Bayanlar ise karmaşık tı...Amerikalıları bilen bilir, hiç takmazlar. 120 kilo olup bikini giyebilirler. Burada da zayıf, sişman bütün kadınlar bikinileri içinde salınıyorlar surf yapıyorlar. Kızlar noluyoruz dedik. Neyse bizde giydik bikini mayo ne getirdiysek  öyle dalgalar var ki adam boyu. :) Insanlar boşuna surf yapmıyor tabi :) Ben hayatta o dalgada yüzemem neyse kıyıda durduk dalgalarla oynadık. Dalgalardan  gelen kumlardan silme kum olduk. Sonra çocuklar gibi ayak izlerimizi çıkarıp, resmini çektik. Bayağı bir eğlendik. Hava karardı...E hadi dedik gidelim...Los Angeles da bir gün daha bitti. Görülecek yerler listesindeki alt açılımlarda bir çentik daha atıldı...Hayat gezince güzel...



Venice Beach de akşam 


Venıce Beach de ayak izlerimiz.........


Geldik cumartesiye...Bugün programda San Diego var. Sabah erken kalkıp yollara dükülecektik ve fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Yorgunluktan söylediğimiz saatte kalkamadık. Otelden çıktığımızda güneş çoktan öğle vakti konumunu almıştı. Bir an  günübirlik gidip dönebilirmiyiz yol nasıl acep? gibi klasik sorular geçti kafamızdan  ...Kısa bir tereddüt Ben deli, Zeynep  benden deli, Öznur "bindim bir alemete gidiyorum kıyamete, uydum ikisine çıktım yola" modunda hadi ver elini San Diego.

Burada San Diego diye bir başlık açmayacağım zira gittik ve döndük  Sandiego cok güzel bir şehir fakat öyle bir şehre plansızca öğleye doğru yola çıkıp akşam da geri, geç olmadan Los Angeles'a döneyim dersen, sadece gider, kıyıda dolanır, geri dönersin tabii adı da gittim olmaz...Neyse bir daha ki sefere San Diego karış karış gezilecek, hatta  Sandiego da kalınıp Los Angeles'a günü birlik gidilecek.

San Diego Los Angeles ın güneyinde bulunuyor ve Los angelesa 1.5 saat uzaklıkta yer alıyor.

Los Angeles dan Sandiegoya gidecekseniz kıyı seridini takip edin.... Manzara enfes...Yol üzerinde mola verebileceğiniz sevimli cafeler var. Maalesef San Diego hakkında yazabileceklerim bu kadar. Dedim ya San Diego birgün başlı başına bir yazı konusu olacak. Bakalım kısmet ne zaman?

Ben araba kullanmayi seven bir kisiliğim. O nedenle de San Diego ya gidip gelmek sadece araba kullanmak açısından iyi oldu. Arabayı biraz Zeynep, biraz ben kullandım.  Zeynep gaza bastı mı gözü dünyayı görmez, ben arabayı temkinli ve orta hızda kullanırım. Oznur "yok mu ortanız" diye söylenir. Böylece üç eski arkadaş konuşup, gülüşerek Los Angelesa geri döndük.  Daha doğrusu klasik bir outlet tavafimizi yapmak için Los Angeles yakinlarindaki Premium Outlete gittik. Hep komik gelmiştir bana Türkiye de de outlet var.Gerek zamansızlıktan, gerek beğenmemezlikten hiç gitmeyiz ama Amerikaya gidince ben dahil iki elimiz kanda olsa bir outlet tavaf etmeden dönmeyiz, Bu sefer de öyle oldu ama baştan söyliyeyim Los Angeles'a giderseniz outlet ile vakit kaybetmeyin güzel değil çünkü... Gitmesek gidemedik diye hayıflanırdık, gittik boyumuzun ölçüsünü aldık. Pek bir şey almadım ben, zaten uzun  süredir Amerikaya gidince hedefe dönük atışlar yapıyorum bir iki şey belirliyorum onun dışında da alışveriş yapmiyorum. Çünkü güzel Ülkemizde zaten her şey var.

Los Angeles da outleti de gezme ve alışveriş görevimizi yerine getirdikten sonra bir de yemek yedik ve otelimize pardon motelimize geri döndük. Yorgunluktan sızmışız

Devamı bir sonraki yazıya konu olsun....:)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder