Bu sene temmuz ayının ilk haftasına denk gelen
Ramazan Bayramı nedeniyle tüm İstanbul
halkı hazır bir yerlere gitmişken
tenha İstanbul’un tadını çıkarmak
amacıyla kendimi sakin İstanbul sokaklarında dolaşmaya programlamıştım. Arkadaşım Aysun, bayram nedeniyle ailesinin
yanına Yalova’ya gidince, nerden çıktı bilinmez, birden aklımıza Cumalıkızık
köyüne gitmek geldi. En son 10 sene önce gitmiştim Cumalıkızık’a... Bakalım bu
sefer neler değişmiş dedim ve yola çıktım.
Aysun
Yalova’da olduğu ve akşam da onun arabası ile döneceğimiz için Bostancı’dan
deniz otobüsü ile Yalova’ya gittim. Bence çok da iyi yapmışım ama siz direk
Cumalıkızık’a gidecekseniz Pendik’ten
Mudanya deniz otobüsüne binmek çok daha mantıklı bir hareket olacaktır. Bu
arada Yalova - Bostancı bilet ücreti 9 lira ama promosyon yapmışlar, 5 liraya
aldım. İstanbul’da yaşayan herkes gibi her şeye fiyatının çok üstünde para ödemeye alışkın olduğum için, son ana kadar nedense ek bir ücret ödemeyi
bekledim ama valla Bostancıdan Yalovaya 5 liraya gittim. Komik hakikaten.
Cumalıkızık’a Yalova üzerinden araba ile
gidecekseniz yol yaklaşık 1 saat sürüyor, eğer Mudanya’dan gidecek olursanız
deniz otobüsünden indikten sonra Cumalıkızık köyüne giden dolmuşlara binebilirsiniz.
Cumalıkızık köyünün tarihi 1300’lü yıllara
dayanıyor. Uludağ etekleri ile vadi arasına sıkışıp kalan köylere “Kızık
köyleri” deniliyormuş. Cumalıkızık da bu Kızık köylerinden biri. Bir rivayete
göre diğer Kızık köylerinin sakinleri cuma namazını bu köyün kurulduğu yerde
kıldıkları için “Cumalıkızık” adını almış. Bir diğer rivayet ise köy cuma günü
kurulduğu için Osman Bey köyün adının Cumalıkızık olmasını istediği şeklindedir...
Cumalıkızık köyünde Osmanlı mimarisinden izler taşıyan evler
kerpiç, moloz, taş ve ağaçtan yapılmış ve oldukça iyi korunarak günümüze kadar
gelmiştir. Mavi, mor, sarı ve beyaz renkteki evler 3 katlı olup, giriş
kapılarındaki genellikle dökme demirden yapılmış tokmaklar bulunmaktadır.
Cumalıkızık' ın Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan renkli ve sevimli evleri |
Kapı tokmakları dökme demirden yapılmış |
Sokaklar kaldırımsız ve çok dar ve bir o kadar da sevimli.
Cumalıkızık' ın dar ve sevimli sokakları |
Cumalıkızık sokaklarında kaldırım yok |
Cumalıkızık köyü 2014
yılında Unesco Dünya Mirası listesine girmiş.
Köy meydanında köy hayatına ait
eşyaların sergilendiği etnografya müzesi
var fakat o kadar kalabalıktı ki o kalabalıkta çok fazla hareket edemediğim
için müzeye de giremedim. Bu nedenle en kısa zamanda bir kez daha mümkünse
hafta arası bir günde tekrar gideceğim. Tek minareli bir köy camisi, Zekiye Hatun
çeşmesi ve caminin yanındaki hamamı
Osmanlı döneminden kalmıştır. Fotoğraflarda maalesef çeşmeyi göremeyeceksiniz
çünkü kalabalıktan fotoğrafını çekmek mümkün olmadı. Dedim ya bir daha ki
sefere artık…
Köyde arabayı zar zor yer bulduğumuz
otoparklardan birine park ettik ve köyü dolaşmadan önce Sultan Kahvaltı Evinde
güzel bir kahvaltı ettik. İsterseniz yemek de yiyebilirsiniz ama ben 24 saat
kahvaltı ile yaşayabildiğim için başka bir seçeneği düşünmedim bile.Fotoğrafta gördüklerinize ek olarak sahanda yumurta, gözleme ve peynirli patates geliyor çeşit olarak.Bu arada
çay enfesti, belirtmeden geçemeyeceğim.
Sultan Kahvaltı Evi |
Kahvaltımızı edip, çayımızı içtikten
sonra köyün sokaklarında hayran hayran
evlere bakıp, acaba böyle bir yerde yaşasak ne kadar sürede sıkılırız ya da hiç
sıkılmadan sonsuza kadar yaşayabilir miyiz gibi sorulara cevap araya araya
gezdik daha doğrusu gezmeye çalıştık çünkü Cumalıkızık’taki kalabalığı size
anlatamam. Daracık sokaklarda kalabalıkta yürümek bayağı zor oldu.
Cumalıkızık ın sevimli evleri |
Bu gezinin benim için bir önemi de her
zamankinin aksine Iphone yerine evde duran fakat kullanmaya cesaret edemediğim
Nikon fotoğraf makinesi ile fotoğraf çekiyor olmamdı. Fakat o kalabalıkta biraz
da acemi olmam nedeni ile itiraf ediyorum epey bir zorlandım. Ama yılmadım
gördüğünüz fotoğrafları çektim. Sokak aralarında dolaşırken bulduğumuz park kafede
sade Türk kahvemizi de içtikten sonra köyden ayrıldık. Yolda bir daha ki sefere
hafta arası gelip sakin sakin gezmeye karar verdik. Öyle ya, daha çeşmenin fotoğrafını
çekemedim. Tekrar gelmek şart yani.
Cumalıkızık’ta aşağıdakileri yapmadan
dönmeyin:
1-Güzel bir serpme köy kahvaltısı ısmarlayın kendinize. Kişi
başı 30 TL.
2-Meydandaki hediyelik eşya ve yöresel ürünler satan tezgahlardan alışveriş yapabilirsiniz.
3-Köy kadınları tarafından evde yapılmış olan
ahududu reçelinden almadan dönmeyin.
4-Etnografya müzesini mutlaka gezin.
5-Kahvenizi köyün meydanının biraz yukarısında bulunan Mavi Boncuk kahvede için.
5-Kahvenizi köyün meydanının biraz yukarısında bulunan Mavi Boncuk kahvede için.
Cumalıkızık da hediyelik eşya tezgahlarından bolca var |
Evde yapılmış yöresel ürünlerden almadan dönmeyin |
Mavi Boncuk Kahvesi |
Mavi Boncuk Kahve'nin sevimli dekorasyonu |
Mavi boncuklarla yönlendirme yapılması hoş bir detay olmuş |
Bu arada eğer hafta sonu veya resmi tatil
günlerinden birinde özellikle de arabanız ile gidecekseniz mümkün olduğu kadar
erken gidin çünkü otoparklarda yer bulmak hakikaten işkence olabiliyor.
Cumalıkızık köyünü gezmek için bence bir yarım
gün yeterli. Çok kalabalık olmasa köy havasını içinize çekerek gezmek bir
yerlerde oturup kitap okumak zevkli olur ama dedim ya o kadar kalabalık ki bir
süre sonra insan sıkılıp köyden çıkmak istiyor. Bu nedenle eğer vaktiniz varsa
hafta arasını tercih edin derim ben.
Bu arada son bir bilgi: Haziran ayında “Ahududu
Şenliği” yapılıyormuş. Ben defterime not ettim. Artık seneye bir de bu Ahududu
Şenliği için gelmek şart oldu.
Son bir not: Gezi fotoğraflarımı instagram sayfamdan da takip edebilirsiniz.
Son bir not: Gezi fotoğraflarımı instagram sayfamdan da takip edebilirsiniz.